REFERANDUMDA EVETİN ''E''Sİ, ELAZIĞ'IN ''E''Sİ, EYLÜL'ÜN ''E''Sİ ÜST ÜSTE GELİYOR

Son günlerde herkes soruyor “referandumda Elazığ ne yapar?” diye. Ve ekliyorlar “siz çeşitli kesimlerden kişi ve kuruluşlara ziyaretler yapıyorsunuz, gazeteci olarak da daha iyi gelişmeleri izleyip toplumun nabzını tutuyorsunuz, nasıl bir öngörüde bulunuyorsunuz?” şeklinde ne diyeceğimize önem atfettiklerini ifade ediyorlar.

Doğrusu, toplumun geniş kesimleri ile bire bir yüzleşerek bir kapsayıcı araştırma yaptığımı söyleyemem. Ancak her zaman ifade ettiğim gibi El-Aziz Gazetesi normal bir basın organı olmaktan çok bir fikir kulübünün yayın organı niteliğindedir. Hayli kalabalık da bir grubumuz var.

Periyodik olarak her hafta mutlaka bir araya geliyor, konuşuyor, sohbet ediyor, yerel ve ulusal gündeme ilişkin hemen her konuda fikir teatisinde bulunuyoruz. Böylece herkesin kendi farklı çevresindeki izlenimlerini birlikte öğrenip harmanlayabiliyoruz.

Millî Görüşçü bir grup olarak Elazığ’ın hemen her bölgesinden, her sosyal kesiminden mensuplarımız var; çevreleri ile ilgili izlenimleri bu yüzden kapsayıcı oluyor.

Bu yüzden her seçimde Elazığ’ın durumunu en doğruya yakın El-Aziz tahmin edebiliyor desem abartmış olmam. Çünkü bu kendine özgün yapısıyla El-Aziz Grubu toplumsal verilere ilişkin değerlendirmeleri sistematik şekilde yapıyor.

Ancak önümüzdeki referandumda Elazığ’ın büyük bir çoğunlukla EVET diyeceğini tahmin etmek yalnızca El-Aziz için değil, hiç kimse için zor olmaz. Şayet önemli olan çoğunluğun hangi oranda ortaya çıkacağını tahmin etmekse bu çok kolay değil. Sanırım bunun için toplumun nabzını iyi tutmaktan daha çok gelişmeleri izleyip sağlıklı tahliller yapmak daha isabetli sonuçlara götürür.

Şu anda siyasi partiler bazında kurumsal olarak EVETÇİ olanlar AKP, SP, BBP’den ibaret. HAYIRCI cephesini ise CHP, MHP, BDP, DP oluşturuyor. Elazığ bağlamında bu siyasi partilerin etkinlikleri ve tabanları aşağı yukarı herkesçe biliniyor.

Ancak bilinmesi ve değerlendirilmesi gereken bir yeni durum var. EVET cephesi partilerde hiç çatlak olmamasına karşın HAYIR cephesindeki tüm partiler bölüntülü durumdalar.

Algı gerçeğin yerini alabildiğine göre referandumda toplumsal algı, 12 Eylül darbe anayasasının değiştirilmesine EVET mi HAYIR mı oylaması yapılıyor şeklindedir. Dahası EVETÇİLER darbe karşıtı, HAYIRCILAR darbeci diye lanse ediliyor. Genel algılama bu yönde.

Bu durumda 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile takıntısı olan solcular CHP’nin, sağcılar DP’nin, milliyetçiler MHP’nin HAYIR oylarını bölüyorlar. Hatta BDP’liler yönetime rağmen askeri darbelere ve olağanüstü hale olan alerjileri nedeniyle boykota pek fazla uymayabilirler.

Özellikle referandum bağlamında 12 Eylül dönemi işkenceleri dile getirilirken hep Mamak ve Diyarbakır ceza ve tutuk evlerinden söz ediliyor. Oysa Elazığ’ın da oldukça ünlü bir 1800 Evler karakolu vardı ve hemşehrilerimizin hatırı sayılır büyük bir kesimi orda işkencelerden geçirildi.

Nedense Elazığ’daki televizyonların 12 Eylül 1980 askeri darbe döneminde 1800 Evler karakolunda işkencelerden geçirilen hemşehrilerimizden bazılarını bulup ekrana çıkardıklarını göremiyorum. Bir zamanlar dillere destan 1800 Evler Karakolunda işkence görmüş olan hemşehrilerimizin sayısı -belki ortaya çıkmak istemiyorlar ama- kesinlikle tahminlerin çok üzerindedir.

Referanduma sunulan anayasa değişikliği paketinde aslında hak ve özgürlükler bakımından önemli şeyler var. Fakat bunlar değil daha çok 12 Eylül 1980 darbesini yapan generallere dokunulmazlık zırhı sağlayan anayasanın 15. Maddesinin kaldırılması öne çıkıyor.

Bir de Ergenekon Davasında yargılanmakta olan darbe girişimleri var ki asıl 12 Eylül’ü güncelleştiren bunlara ilişkin tartışmalardır. Sonuçta da HAYIRCILAR Ergenekoncu olmuş oluyor. Bu da HAYIR oylarının olabildiğince düşük çıkmasının çok önemli bir diğer nedeni olabilir.

İlginç bir husus da referandumun EVET diyen partileri bütünleştirirken HAYIR diyen istisnasız bütün partileri bölüyor olmasıdır.

Gazeteler Demokrat Parti eski genel başkanı Süleyman Soylu’nun da EVET kampanyası için tüm Türkiye’yi dolaşacağını yazdı. Keza DP yönetiminde yer alan 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal da EVET oyu kullanacağını açıkladı. Ne var ki genel başkan Hüsamettin Cindoruk’tan fırça yiyince tornistan etmiş.

Referandum konusunda medyaya yansıyan en şiddetli kavga MHP tabanında yaşanıyor. Öyle ki EVET oyu kullanan MHP’liler için üst düzey yönetimden “Tayip’in köpekleri” hakareti yapılıyor!

Aslında uzun süredir MHP içinde Devlet Bahçeli yönetimine karşı gelişen güçlü bir muhalefet var. Bu muhalif cephe mensupları referandumda HAYIR oylarının çok az çıkması halinde MHP yönetimini kolay devirebileceklerini düşünüyorlar. Bugünkü yüksek tansiyonlu kavganın özünde bu parti içi muhalefetin mücadelesi var.

Aynı durum CHP için de söz konusudur. Eğer referandumda HAYIR oyları çok az çıkarsa Kemal Kılıçdaroğlu genel seçime varmadan istifa etmek zorunda kalabilir. Buna da aslında bizzat kendisi, EVET iktidara HAYIR muhalefete oy vermektir diye kampanya yürüterek yol açıyor. Sanırım yakın çevresinde Kılıçdaroğlu’nu yanıltıp tuzağa düşürmek isteyenler var bunu yaptıran. Belli ki kendisi bizzat olabilecekleri pek öngöremiyor.

BDP tabanı da siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran anayasa değişikliği maddesi için destek verilmeyişinden işkillenerek HAYIR oyu kullanmaya ya da BOYKOT etmeye çok sıcak bakmıyor. Tabanın 12 Eylül darbesine bakışı da kesinlikle sıcak değil.

Ve şimdi bu genel durum karşısında düşünün… Elazığ’da AKP halen en güçlü parti olarak EVET diyor. Saadet Partisi Elazığ’da en köklü bir parti olarak EVET diyor. BBP keza Elazığ’da hatırı sayılır bir tabanı var ve EVET diyor. EVET diyen partilerin tabanında ise hiçbir bölünme yok.

Buna karşın HAYIR cephesinde ise Elazığ’da giderek daralan ve bir kıyıya sıkışan CHP’nin oyları 12 Eylül karşıtlığı bağlamında bölünüyor. MHP’nin oyları keza 12 Eylül karşıtlığı bağlamında bölünüyor. Kaldı ki MHP’den çok önemli bir kesim referandumda CHP-BDP paraleline düşmekten de son derece rahatsız.

Elazığ’da birçok derin çabalara rağmen bir türlü tutunamayan BDP’nin tabanının da HAYIR demeye çok fazla iştahlı olmadığı belli.

Bu şartlarda Elazığ’da referandum sonucunun ezici bir çoğunlukla EVET olacağı çok fazla söze gerek bırakmayacak kadar açıktır.

Bir de şu var. CHP ve MHP’de siyaset yapmayı, aday olmayı düşünen kişilerin bu ezici çoğunluğu karşısına alarak HAYIR kampanyasında öne çıkması da kolay olmayacak. Çünkü toplum geneline ters düşüp kötü bir imaj yapmak istemeyeceklerdir. Dolayısıyla genel merkezlerin baskısı ile bir şeyler yapmak zorunda kalsalar bile alabildiğine HAYIR için asılacaklarını düşünmek zor.

Eğer referandumda % 70 ya da daha yüksek oranda EVET oyu çıkarsa hem CHP hem de MHP çöker. Asla ihtimal dışı olmayan böyle bir durumda geriye kalan oyları ise nasıl paylaşacakları merak konusudur. Bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu da Devlet Bahçeli de siyasi hayatlarının kumarını oynuyorlar.

Bu yüzden onlarla kader birliği yapmayı göze alabilecek çok kişinin olduğunu hiç sanmıyorum.

Sayı: 617

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Sururi Seçmen - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak El-Aziz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan El-Aziz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler El-Aziz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı El-Aziz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Elazığ Belediye Başkanı kim olmalı?
Tüm anketler