MİLLî GÖRÜŞ’ÜN YEZİD’İ O. ASİLTÜRK’E İTAAT EDEN DALALETTEDİR

Hak dava olan Millî Görüş’ün şiarı her halükârda hakkı üstün tutup haklıdan yana olmayı, mazlumu, mağduru korumayı gerektirir. Hiçbir şekilde ve nedenle zulüm, haksızlık yapanı yanında yer alarak, itaat ederek açıktan ya da sessiz kalarak dolaylı destekleyenlere Millî Görüşçü denemez.

Kendini bir oldubitti ile Saadet Partisi YİK Başkanı ilan eden O. Asiltürk 40 yıl birlikte olup her zaman en yakınında bulunduğu, hiçbir zaman ters düşmediği, aykırı hareket etmediği Millî Görüş Lideri Erbakan’ı vefatından hemen sonra hedef yapıp karalamaya kalktı…

Yaptığı teşkilat toplantılarında Erbakan’ın ümmetin malını çocukları üzerine geçirdiğini ve kendisine 30 bin $ borç taktığını anlattı. Erbakan ve çocuklarını sistemli şekilde yürüttüğü yıpratma, itibarsızlaştırma, teşkilatın gözünden düşürme çabaları infial uyandırınca tutum değiştirdi.

Konya’da Saadet Partisi’nin düzenlediği bir toplantıda Erbakan’a yönelttiği suçlamalardan ötürü sorulan bir soruya canlı yayın sırasında kameralar önünde bağırıp çağırarak verdiği cevapta Erbakan’a değil çocuklarına dedim diyen O. Asiltürk kendini savunmaya çalıştı.

Oysa Erbakan partinin mallarını üzerine geçirmese çocukları bunu kendileri yapamaz. Bu basit gerçekliği bile herkesi kör âlemi sersem yerine koyarak çarpıtan sözde YİK Başkanı O. Asiltürk Erbakan’ın çocuklarına medya üzerinden her türlü iftirayı sürdürüp en olmadık kötülükler, haksızlıklar, zulümler yapmaya devam etti, ediyor.

Erbakan’ın çocuklarını birbirine düşürerek fitne fesat kumkuması gibi çalışan O. Asiltürk’ü Şevket Kazan’la diğer ak saçlılar da desteklediler. Erbakan’ın büyük kızına Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanlığını veren O. Asiltürk diğer kızının İstanbul’da yaptığı bir toplantıda partimizle alakası yok diye polise şikâyet etti, salona asılan bayrak ve afişleri toplattırdı.

Fatih Erbakan’ı dışlayarak teşkilatlara sokmayan, konuşturmayan, faaliyetlerini engelleyip camiadan tecrit eden O. Asiltürk Erbakan Vakfı’nın kurulmasını da karşı çıkıp gayrimeşru ilan etti. Ailesi üzerinden Erbakan’ı hedef alarak Saadet Partisi ve Millî Görüş’le alakasını kesip geçmişini inkâr etmeye, karartmaya çalışıyor.

Böylece Erbakan’sız Millî Görüş ihdas ederek kendini merkeze alan bir çaba göstermekte olan Saadet Partisi YİK Başkanı O. Asiltürk’e diğer ak saçlılar ve kabuk yönetim desteğini vermeye devam etmektedir.

Fatih Erbakan’ın Saadet Partisi’nin başına getirilmesini dava ediyor, bunu mesele yapıyor değiliz. Erbakan’a karşı bazen açıktan, bazen sinsice yürütülen itibarsızlaştırma çabasına ve çocuklarını Saadet Partisi’nden dışlayıp çalışmalarını engellemesine itiraz ediyoruz.

Velev ki Erbakan’ın çocukları yanlış yapsın, hata etsin; hiçbir şey dışlanmalarına gerekçe yapılamaz. Kim olursa olsun, hak davaya hizmet etmek ya da katılmak isteyen birine asla mani olunamaz. Mani olunduğunda hak dava özelliğini kaybeder.

Fıkıh kitaplarında şöyle bir örnek verilir: Bir Müslüman’ın camiye gelmesine mani olan bir yetkiliye cemaat karşı çıkarak bu yasağı kaldırmazsa orada cuma namazı kılmak caiz olmaz. Kimsenin böyle bir yetkisi ve buna bir gerekçesi olamaz.

Çünkü hiçbir gerekçe ile hiç kimsenin ibadet özgürlüğü engellenemez. Müslümanın özgür olmadığı, esaret altında tutulduğu yerde cuma namazı kılınamaz. Cuma namazı da cihad gibi tek başına kılınmayan mutlaka cemaat halinde eda edilmesi gereken bir farizadır.

Millî Görüş’ün tek temsilcisi Saadet Partisi’ne, hangi gerekçe ile olursa olsun katılmaktan, hizmet etmekten hiç kimse alıkonulamaz. Erbakan’ın çocukları bunun istisnası olamazlar. Eğer Saadet Partisi için çalışmak istiyorlarsa buna hiçbir gerekçe ile mani olunamaz.

Makam, mevki, yetki vermeyebilirsiniz; aday göstermeyebilirsiniz; lakin çalışmasına engel olamazsınız. Bunu yaptığınızda Saadet Partisi hak dava olmaktan çıkar, bir dalalet fırkası halini alır, mensupları da dalalete düşmüş olur.

Zaten Saadet Partisi ve yayın organı Millî Gazete Millî Görüş çizgisinden saparak siyonist politikalara payanda olmaktadır. Erbakan ve Millî Görüş’e 40 yıl boyunca şiddetli düşman kesilenler şimdi Saadet Partisi’ne tek olumsuz bir söz bile söylememektedirler.

Siyonist sermayenin reklamlarını boca ettiği Millî Gazete, Millî Görüş’ün 40 yıllık düşmanı kesimlerle paralel yayın yapmaktadır. Millî Görüş jargonuyla siyonist stratejisine payanda olmaya çalışan Saadet Partisi kabuk yönetimi Millî Görüş düşmanlarıyla içli dışlı haldedir.

İmam-ı Şafi Hazretlerinin asırlar ötesinden günümüze ışık tutan bir projeksiyonu var ki hiç yanılma payı bırakmayan bir tespit yapmamızı mümkün kılmaktadır. Büyük İmam diyor ki hak ve batıl tarafı ayırt etmenin güçleştiği fetret dönemlerinde düşmanın okları kimi hedef alıyorsa siz de onun yanında yer alın.

İmam-ı Şafi Hazretlerinin bu tavsiyesine uyacak olursak Saadet Partisi ve Millî Gazete’ye 40 yıllık Millî Görüş düşmanlarının oklarını yöneltmek şöyle dursun toz kondurmadıklarını göreceğiz.

Peki, eğer Millî Görüşçüler olarak bu tavsiyeye uyarsak 40 yıllık düşmanlarımızın oklarını yönelttikleri, hedef haline getirdikleri kim var diye baktığımızda ne görüyoruz?

İsrail, ABD Yahudi Lobisi, Avrupa Birliği çevreleri, siyonist sermaye ve medyası ile içeride onların dümen suyunda gidenleri Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu ve AKP iktidarını hedef tahtası yapıp ok yağmuruna tutarken görüyoruz. Bu yadsınamaz gerçeklik karşısında peki ne yapmamız gerekir? Saadet Partisi ve Millî Gazete’nin yaptığı gibi ezeli düşmanlarımızla aynı safta yer alıp onların ok yağmuruna tuttukları hedefleri mi vuralım?

Bunu yapmada bir terslik yok mu? Ezeli düşmanlarımızla aynı cephede yer alarak onlarla aynı hedefleri ok yağmuruna tutmakla elimize ne geçebilir; nasıl bir sonuca varabiliriz?

Hani, birlikte aynı cephede yer aldığımız düşmanlarımız bizden zayıf olsa şöyle bir hesap yapabiliriz: Bu düşmanımızla birlikte şu ortak düşmanımızı yenelim, sonra onlara dönerek bertaraf ederiz. Oysa böyle bir durum da söz konusu değil. Yaptığımız destek atışı türüne benzer bir yardımcı kuvvet görevidir. Yani kendimize değil başkasına çalışıyoruz!

Saadet Partisi ve Millî Gazete’nin aynı safta yer aldıklarıyla hiçbir ortak yanları olmadığını sanırız izaha gerek yok. Daha dün denilebilecek yakın bir zaman önce, 28 Şubat cephesi oluşturup Millî Görüş’ün iki partisini artarda kapatan, bunların partilerini kapatmak yetmez köklerinin kazınması lazım diyenler başkası mıydı? O halde bu birlikteliğin nedeni ne?

Erbakan’ın Batıklüp diye, Millî Görüşçüleri gluglu dansı yaparak yemeye çalışan yamyam diye nitelediği bu kesimle aynı cephede yer alıp 28 Şubat’ın hedefi yapılanların üstüne ok yağdıranlarla birlikte ok yağdırmak Saadet Partisi ve Millî Gazete’ye yakışıyor mu?

İsrail temsilciğinden aldığı tüyolarla AKP iktidarını karalayarak sözde İsrail karşıtlığı yapıp Millî Görüş raconu kesmeye çalışan Sabetayist haham yönetimindeki Millî Gazete; neden Yahudi sermayesinin reklam verdiğini önce bir izah etsin. AKP iktidarının İsrail’le ticaretini diline dolayıp ahkâm keseceğine Yahudi sermayesi desteğine ne diyet ödediğini yazsın!

Yezid’in Hz. Muhammed’in torunlarına yaptığının benzerini Saadet Partisi YİK başkanı O. Asiltürk’ün Erbakan’ın çocuklarına yapmasına destek olan, seyirci kalan Millî Görüşçülere Allah’tan hidayet, basiret ve biraz dirayet diliyoruz.

Erbakan ve Millî Görüş’e 40 yıl boyunca demediklerini, etmediklerini bırakmayanlarla safı aynı olanlar, hedefi aynı olanlar kendine gelmeliler. Ne yaptıklarını, kime hizmet ettiklerini görmeliler. Yoksa Erbakan’ın dediği gibi balığın tuz içinde tuz olması misali Yahudileşirler de farkına bile varamazlar.

Erbakan henüz hayatta iken 17 yıldır; Şevket Kazan-O. Asiltürk ikilisini rejimin Millî Görüş partilerine yerleştirdiği temsilcileri olduklarına dair argümanlarımızı yazıyoruz. Gelişmeler, yaşanan olaylar tamamen yazdıklarımızı doğruladı, doğruluyor.

Keza Numan Kurtulmuş ve Bülent Arınç ile ilgili daha baştan itibaren yazdıklarımız da her aşamada aynen yaşanarak doğrulandı. Şevket Kazan-O. Asiltürk ikilisinin desteklediği bu iki Yahudi zat için daima keskin kılıçla duran Erbakan liderlik için daima yollarını kesti.

Millî Görüş partilerindeki bütün fitneleri çıkartıp ayrılık tohumlarını eken, besleyip büyüten Şevket Kazan-O. Asiltürk ikilisi şimdi de Saadet Partisi’ni Erbakan Vakfı karşıtlığı çıkartıp bölmeye çalışıyor.

Bu ikili ile çalışmak zorunda bırakılan Erbakan 12 Eylül sonrası ANAP’ı, 28 Şubat sonrası AKP’yi birtakım manipülasyonlarla destekleyerek onları her zaman ters köşeye yatırdı!

Sayı: 868

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar El-Aziz Editör - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak El-Aziz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan El-Aziz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler El-Aziz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı El-Aziz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

03

i okutan - Asiltürk ve kazan için söylediklerinizi daha önce tayyip erdoğan ve abdullah gül için de söylemiştiniz. Şimdi başka şey diyorsunuz. Erdoğan karşıtlığı ile övündüğünüzü iyi hatırlıyorum. Şimdi ise destekliyorsunuz..Neden acaba?

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 30 Haziran 21:34
02

Ahmet furkan ATTİLA - ALLAH bu yazıyı paylaşıp insanların okumasına sebep olan kişiden binlerce kez razı olsun oğuzhan asiltürkün gerçek yüzü burada yazılanlarla aynıdır fakat milli görüş camiası merhum hocamızın vefatından sonra bu insanın bazı sözlerine aldanıp gerçek milli görüş davasını unutup siyonistlerin planları içine çekmiştir benim için görüşleri ve hareketleri yalnış olan adnan oktar bile bu insanın gerçek yüzünü binlerce defa canlı yayında açıkladı ancak şuan sadece milli görüş ilkerine sahip çıkan tek kurum erbakan vakvıfır

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 30 Haziran 21:34
01

nedim özcan - afferim editör çok güzel tesbitlerin var.. bu yahidi bozuntusu utanmaz adam şu anda önceden tayin edilen milli görüş ü engellemeyi başarılı götürüyor bakın yakında seçim var yine dalga geçilecek ( az olsun benim olsun diyecekler. ) artık ERBAKAN adını anmak partide suç .. eleştirdiğimiz an tahammülleri yok..inşallah bu seçimden sonra hesap soracağız.. zaten yüzündeki rabbaniyesi giğtmiş.. ihanet ve hırsı onu esir almı.. vatana ihanet eden partiye israilin soktuğu ajan

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 30 Haziran 21:34


Anket Elazığ Belediye Başkanı kim olmalı?
Tüm anketler