GERÇEKLERİN MUTLAKA BİR ŞEKİLDE SU YÜZÜNE ÇIKMA GİBİ BİR HUYU VAR

Sururi Seçmen'in yazısı...

GERÇEKLERİN MUTLAKA BİR ŞEKİLDE

SU YÜZÜNE ÇIKMA GİBİ BİR HUYU VAR

Sururi Seçmen'in yazısı...

10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer merhum Başbakan Ecevit’le 2001’de yaşadığı anayasa kitapçığını fırlatma olayının arka planındaki nedene 16 yıl sonra bir programda eski Kültür Bakanı ve CHP Milletvekili Fikri Sağlar’la yaptığı sohbette açıklık getirdi.

Sanatçı Baykal Saran için “Tiyatro Ödülü” dolayısıyla düzenlenen geceye katılan Ahmet Necdet Sezer program sonrasında tiyatro kulisinde Fikri Sağlar’a, tarihi belge niteliğinde olan şu çok önemli devlet sırrını açıklıyor: Başbakan Ecevit iki defa bana gelerek Fazilet Partisi’nin kapatılmamasını istedi, ben reddettim, o yüzden gerginlik yaşadık.

Şimdi, medya illüzyoncuları bu olayı da Bülent Ecevit’in ne kadar demokrat bir kişiliğinin olduğu şeklinde göz yaşartıcı bir dille anlatacaklar ve özündeki çirkin komployu milletten yine özenle saklayacaklardır. Oysa olay görünenden çok daha başkadır. Matruşka nasıl üst üste konmuş birbirini gizleyen şekillerden oluşuyorsa bu olay da alt alta saklanan iki sırrı barındırmaktadır.

Bana anayasa kitapçığı fırlattı diyerek yaptığı basın toplantısıyla adeta kıyamet koparan Başbakan Ecevit, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e terbiyesiz diyerek yüklenmişti. Meğerse asıl derdi/marazı Fazilet Partisi’nin kapatılmasını engellememesiymiş! Peki, bu Fazilet Partisi hassasiyeti Ecevit’in nerden kaynaklanıyordu?

Oysa 54. Hükümetin Başbakanı Erbakan’a karşı başlatılan 28 Şubat post modern darbe sayesinde Bülent Ecevit Başbakan yapıldığında Zeytinburnu İlçe Kongresinde şu sözleri sarf etmişti: Bunların partilerini kapatmak yetmez, köklerini kurutmalıyız!

Bu düşmanca, kin, nefret kusan sözlerin sahibi Başbakan Ecevit neden Fazilet Partisi’ni kapattırmamak için böyle canhıraş bir mücadeleye girişiyor? Açıklayayım…

Aslında bu olayın içyüzünü gazetemiz El-Aziz’de yıllardır sayısız kere yazdık anlatmaya çalıştık. 10. Cumhurbaşkanı Sezer’in tarihi önemdeki açıklaması sadece bizi teyit etmek açısından önemlidir. Benim bu yaptığım, okumamış ya da unutmuş olanlar için hatırlatma niteliğindedir.

ABD’de planlanarak sermaye, medya, siyaset ve sivil toplum kuruluşları ittifakıyla büyük bir cephe oluşturulup “bu defa silahsız kuvvetler” sloganıyla başlatılan 28 Şubat 1997 post modern darbe sürecinde tek hedef Başbakan Erbakan’dı. Erbakan elimine edilerek işbirlikçi provokatör ajan olarak en yakınana yerleştirilen Şevket Kazan-O. Asiltürk ikilisi Refah Partisi’nin başına getirilmek isteniyordu. Bu nedenle 28 Şubat sürecinde Erbakan Refah Partisi tarafından da desteksiz bırakılmıştı. Durumu RP İstanbul Milletvekili Aydın Menderes’in 28 Şubat 1997 günü 9 saat süren MGK toplantısının ardından ertesi sabah televizyonlara çıkarak Başbakan Erbakan’a yaptığı şu çağrı ortaya çıkardı: Ey Erbakan, sen yalnız bir adamsın. Refah Partisi’nde seni destekleyen kimse yok. Askere boş yere direnip ülkeyi bir maceraya sürükleme!

Ne Şevket Kazan-O. Asiltürk ikilisi, ne daha sonra AKP’yi kuran Yenilikçi Hareket içinde yer alanlar, ne bakanlar, büyükşehir belediye başkanları Aydın Menderes’in bu çağrısını cevaplandırmak için ortaya çıkıp bir şeycik demediler; aksine sukut ile tasdik ettiler.

Refah Partisi iktidarda iken hakkında kapatma davası açıldı. Lakin Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden kapatma kararı vermemekte direniyordu. Çünkü maksadı biliyordu: Refah Partisi kapatılmayacak, Erbakan suçlu bulunup cezalandırılarak Şevket Kazan-O. Asiltürk ikilisine teslim edilecekti. Yahudi’nin planı öyleydi; lakin Yekta Güngör Özden yaş haddinden ekmekli olunca yerine gelen Ahmet Necdet Sezer kapatma kararı verdi. Böylece Refah Partisi‘nin Yahudi’nin eline geçmesi önlendi!

Bunu Erbakan’ın kurup yönettiği millî derin devlet istemişti. Ahmet Necdet Sezer’in ödül olarak Cumhurbaşkanı yapılması ile yerine Mustafa Bumin getirildi. Erbakan bu defa da Fazilet Partisi’ni kurdu. Erbakan siyasi yasaklı, Tayip Erdoğan tutuklu iken Abdullah Gül kongrede aday oldu. Genel Başkan Recai Kutan’ın da yardım ettiği “rakibi” Abdullah Gül kıl payı seçimi kaybetti. Abdullah Gül tutuklu olan Tayip Erdoğan adına aday olmuştu…

Erbakan, sonunda elinden çıkacağını gördüğünden Fazilet Partisi’ni de kapattırdı. İşte o süreçte Başbakan olan Bülent Ecevit’in, Cumhurbaşkanı Sezer’e iki defa giderek Fazilet Partisi’nin kapatılmamasını istediği, reddedildiği bu yüzden de gerilim yaşandığı yapılan bu tarihi ifşaattan anlaşılmış bulunuyor.

Yani Başbakan Ecevit dillere destan dürüstlüğü, demokratlığı nedeniyle değil; kumpasta üzerine düşeni yapmak üzere Cumhurbaşkanı Sezer’e baskı uyguluyor. Reddedilmesini derin devletten bildiği için Sezer’in arkasındaki gücü keşfediyor. Önceki Başbakanlığının bir tecrübesi olarak bunu anlaması gayet doğaldır. Çünkü Erbakan’ın kurduğu millî derin devleti “kontrgerilla” diye niteleyerek ilk önce kamuoyuna açıklayan de Ecevit’ti!

Yahudi’nin planı Erbakan’ı mahkûm edip Tayip Erdoğan’ı Millî Görüş’ün başına getirme, Şevket Kazan-O. Asiltürk ikilisinin kontrolüne sokma şeklindeydi. Erdoğan, 28 Şubat’tan sonra illeri dolaşıp mitingler yapıyor ve Erbakan’ı bitirin, ben boşluğu doldururum mesajı veriyordu. Hiçbir şekilde 28 Şubat aleyhine tek kelime etmiyor minareler süngü kubbeler miğfer şiirini okuyup hamaset yapıyordu. Millî derin devlet Erdoğan’ı içeriye atıp oyunun bozulmasını sağladı.

Daha sonra Erbakan Saadet Partisi’ni kurunca, Erdoğan da hapishane sürecini destana dönüştürerek TÜSİAD’ın referansı ve ABD Yahudi Lobisinin icazeti ile AKP’yi kurdu. Bu, Erbakan’ın da manipülatif şekilde desteklediği bir projeydi; çünkü zaten Saadet Partisi’ni Yahudi’nin işbirlikçi provokatör ajanlarından temizlemiş değildi.

Erbakan ancak Tayip Erdoğan ve arkadaşlarının Millî Görüş’ü temsilen iktidar olmalarını istemiyordu. Turgut Özal’ın ANAP’ı gibi iktidarda derin devlet eliyle kontrol etmek istiyor, planını öyle yapıyordu. Nitekim millî derin devlet Tayip Erdoğan’a milletvekili seçilmesini engelleyerek başbakan olmasının yolunu kapattı. Deniz Baykal gitti konuştu, Erdoğan’ın millî derin devlete teslim olmasını sağladı ve öyle Başbakan olabildi.

>>>O<<<

07 Kas 2017 - 22:11 - Gündem



göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak El-Aziz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan El-Aziz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler El-Aziz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı El-Aziz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Elazığ Belediye Başkanı kim olmalı?
Tüm anketler