MEHMED ŞEVKET EYGİ MÜZMİN BİR MİLLÎ GÖRÜŞ KARŞITI

Millî Gazete'de meccanen yazıp hiçbir ücret almayan Mehmed Şevket Eygi, Erbakan ve Millî Görüş'ü çoğu kez fazla belirginleştirmeden üstü kapalı şekilde eleştirmekten de asla geri durmaz.

MEHMED ŞEVKET EYGİ MÜZMİN BİR MİLLÎ GÖRÜŞ KARŞITI

Mehmed Şevket Eygi İslam karşıtlarından çok İslami kesimlere yönelik kalemini sivriltip acımasızca eleştiren kıdemli bir Müslümangazeteci.İslami cemaatlere, tarikatlara, dini şahsiyetlere ve kanaat önderlerine yönelik daima iğneleyici, agresif, keskin, olumsuz, ithamkâr ağır bir dil kullanır.

“İsim vermiyorum, genel eleştiriler yapıyorum, kime denk düşüyor, cuk oturuyorsa üstlensin” türünden sözlerle kendini haklı çıkarmaya ve üste çıkmaya çalışsa da o hedefine koyduklarını çoğu zaman öyle tarif eder ki adeta adrese teslim göndermeler yapar.

Elbette ki daima böyle yapmaz. Bazen hedefini çok fazla açık etmeden sadece dikkatli bakışların anlayabileceği şekilde kamufle eder. Böylece hedefi haline getirdiklerini açıkça döverken, kimilerini tasvip etmediğini göstermek için de onlarla arasına muğlâk çizgiler çizerek geniş bir mesafe koymayı yeğler.

Mehmed Şevket Eygi döneminin ünlü İslami yazarları, kanaat önderleri ile hiç bir zaman uyumlu bir seyir izlemedi. Sahibi olduğu Bugün Gazetesine Başyazar yaptığı Necip Fazıl Kısakürek ile kısa sürede kanlı bıçaklı ayrıldılar. Kadir Mısıroğlu ile hiç yıldızları barışmadı. Şule Yüksel Şenler’i o parlattı, sonra onunla da yolları ayrıldı.

Doğrusu bunun kabahatini sadece Eygi’ye yüklemek hakkaniyet olmaz. O dönemin ünlülerinin en bariz özelliği hiç kimse ile imtizaç etmemekti. Onlar yalnızca hep hayran ve kapı kulları istiyorlardı.

Eygi, tarikatlara ve şeyhlerine büyük önem verdiğini hep söyler ama mevcut hiçbir tarikat ve şeyhi ile imtizaç ettiği vaki değildir. Kendi elinden başkasını asla öpmez.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini takdir ettiğini söyler ama Risale-i Nur Camiasında hiçbir grupla arası iyi değildir. Sahibi olduğu Bedir Yayınevi her türden dini eser basıp dağıttığı halde Risale-i Nur Külliyatına ait hiçbir eseri basmadı.

Adeta din ve ahlak polisi gibi herkesi ve kesimi en acı ifadelerle, hiç yenilir yutulur olmayan nitelemelerle eleştirir, karalar, itham eder, aşağılar, yerden yere vurur… Kendinden başka berhayat olan kimseyi beğendiğine şahit değiliz.

Kendini beğendiğini çok da açık etmez, el altından göstermeye çalışır. Elini göğsüne vurup açıkça övünmez ama dolambaçlı yollardan kendini dindar, takvalı, erdemli, kültürlü, âlicenap, ince zevkli, nitelikli, meziyetli biri olarak göstermek için her yola başvurup sürekli çırpınır durur.

Başarısızlıklarını bile tersyüz edip başarı gibi sunmada pek mahirdir. 1970 öncesi bir şekilde sahip olduğu, İslami duyarlığa sahip kitlenin destek ve yardımları ile fevkalade önemli konuma getirdiği iki günlük gazeteyi nasıl batırıp bir daha iflah etmediğinin herhangi bir hatasını, kusurunu asla üstlenmez.

Aksine yakamozlar gibi parlayıp sönen bu kısa döneme ait başarı öykülerini sıkça anlatıp kendine alabildiğine övünme payı çıkartır.

Rejim karşıtı, rejim muhalifi pozlar takınır. Bunu kanıtlamak için de 12 Mart 1971 sürecinde uğradığı baskıları gerekçe gösterir. Oysa Demirel, Ecevit gibi rejimin en has adamları, Deniz Gezmiş ve arkadaşları gibi komünist militanlar da bu sürecin hedefi oldular.

Sıkça tekrarladığı retoriği “Ben övünmem, kendimi bazıları gibi dev aynasında görmem, mütevazı bir insanım” gibi hercai sözlerin ardından hemen “zaten iyi insanlar böyle yapmaz” diyerek kendinin iyi insanlardan olduğunu üstü açık ima eder.

Erbakan ve Millî Görüş hareketini de Mehmed Şevket Eygi hiçbir zaman hiçbir şekilde benimsemedi, önemsemedi ve asla destek vermedi.

O kadar ki, 12 Mart 1971 sürecinde hapis cezasına mahkûm edilince yurt dışına kaçıp yaşadığı firar hayatından CHP-MSP Koalisyon Hükümetinin çıkardığı 1974 affı sayesinden kurtulmuş olmasına rağmen Türkiye’ye dönünce çıkardığı Büyük Gazete adlı haftalık yayın organında Erbakan ve Millî Selamet Partisi’ni acımasızca açık eleştirilerine hedef yaptı.

Onun bu tutumunu mesele yapmayan Erbakan, Büyük Gazete tutmayıp kapatmak zorunda kaldığında davet edip şöyle bir teklifte bulundu:

“Zatıâlinizin batırılan gazeteleri nedeniyle üzerinizde kalan büyük ve ağır borç yükü hepimizindir. Çünkü bu borcun altına bir ticari faaliyet nedeni ile değil Müslümanların haklarını savunduğunuz için girdiniz.

Bu yüzden bütün borçlarınızı parti olarak ödeyeceğiz. Ayrıca Millî Gazete’de yazmanız halinde 10.000 Lira (O zaman bir milletvekilinin maaşı 5000 lira idi.) aylık ücret ödeyeceğiz.”

Mehmed Şevket Eygi’nin bu teklife cevabı şu oldu:

“Hayır, bu borçlar benim şahsıma aittir. Ben herhangi bir ücret de almam. Millî Gazete’de karşılıksız, meccanen yazmak istiyorum. Ancak benim ne yazdığıma kimsenin müdahale etmesini kabul edemem.”

Erbakan’ın cevabı da şu oldu: Millî Görüş İslami bir davadır. Bizler işlerimizi istişare ve meşveret ile ahenk içerisinde yürütmek durumunda olan müminleriz. Hepimizin istişare ile alınan kararlar doğrultusunda hareket etmemiz gerekir. Her birimiz birbirimizden bağımsız ve layüsel şekilde istediğimizi konuşur ve yazarsak sıkça çelişkilere, ihtilaflara düşeriz. Bu şekilde bir yere varmamız mümkün olmaz.

Bu diyalog üzerine birlikte hareket etme imkânı olmadığı görüldüğü için Mehmed Şevket Eygi Millî Gazete’de yazmadı.

Ancak 12 Eylül 1980’den sonra Erbakan Refah Partisi Genel Başkanı olarak Mehmed Şevket Eygi’yi Balgat’taki Genel Merkeze davet edip tüm şartlarını kabul etti, böylece Millî Gazete’de köşe yazarlığına başladı.

Mehmed Şevket Eygi, her nedense belli periyotlarla sürekli herhangi bir para almadığını, yalnızca Allah rızası için karşılıksız olarak Millî Gazete’de hiç tatil yapmadan, aralık vermeden yazdığını, minnet ihsas eden ifadelerle tekrarlama ihtiyacını duyar.

Erbakan bunu da sineye çeker. Oysa Erbakan ve Millî Görüş camiası için Mehmed Şevket Eygi’nin o almadığı ücretin hiçbir önemi yoktur.

Buna karşın Mehmed Şevket Eygi üzerindeki o ağır borç yükünün altından kurtuldu mu; kurtulduysa ne zaman kurtuldu, nereden, nasıl buldu da kurtuldu? Buna ilişkin Müslümanlara hiçbir zaman bilgi vermedi.

Millî Gazete’de meccanen yazıp hiçbir ücret almayan Mehmed Şevket Eygi, Erbakan ve Millî Görüş’ü çoğu kez fazla belirginleştirmeden üstü kapalı şekilde eleştirmekten de asla geri durmaz.

Bir ara kendisine sorulan “Herkesi eleştiriyorsun da Erbakan’a niye hiçbir şey demiyorsun” şeklindeki bir soruya “Onu da eleştiriyorum ama kimse anlamıyor” diye yakınarak cevap vermişti.

Eygi, Millî Görüşçülere hep Fazlurrahmancılar kod adıylaeleştirilerini yöneltir. Geçen gün köşesinde Türkiye aleyhindeki yabancı planları sıralarken de yine şöyle bir cümle kullandı: “Pakistan’dan kovulmuş Fazlurrahman’ın tarihsellik mezhebi Türkiye’de yayılmalıdır.”

“Tarihsellik mezhebi” diye kast ettiği Millî Görüş’tür. Erbakan Millî Görüş’ü tarif ederken “Milletimizin 1000 yıllık görüşü, Sultan Alparslan’ın görüşü, Sultan Fatih’in görüşü…” gibi ifadeler kullandığı için böyle gönderme yapıyor.

Bir de zaman zaman şöyle bir dolaylı yol kullanır:

“Mesela biri bana mücahit diye seslense, tezahüratta bulunsa bunu asla kabul edip razı olmam. Çünkü aksi halde bu hitaba layık olduğumu zımnen onaylamış olurum.” diye yazdı kaç kere…

Bu acımasız eleştirinin muhatabının münhasıran Erbakan olduğu şüphe götürmez açıklıktadır. Ancak bu eleştiriyi ilk yapan Mehmed Şevket Eygi de değildir. Eski Adalet Partililer bunu sıkça yaparlardı.

Bir Millî Selamet Partisi seminerinde birisi bu soruyu Erbakan’a şöyle sordu: “Hocam, Adalet Partililer bize hep şu soruyu soruyorlar: Erbakan ne yapmış da Mücahit olmuş; siz ona niye ‘Mücahit Erbakan’ diyorsunuz?”

Erbakan bu soruya şu cevabı verdi: “O cahil Adalet Partililer mücahit olmayı generallik gibi, paşalık gibi bir rütbe zannediyorlar. Oysa mücahit “er” demektir. İsteyen herkes hakkı hâkim kılmak için Millî Görüş ordusuna katılıp mücahit, yani “er” olabilir.”

Aradan 35 yıl geçti hala Mehmed Şevket Eygi aynı suçlamada bulunuyor!

Ancak hayatında hiçbir dini tahsil yapmamış olan kolej mezunu Mehmed Şevket Eygi, hemen her gün her konuda fetvalar vermesine, Müslümanlara yol gösterip nasihatler yapmasına, İslami manifestolar yayınlamasına karşın, hiç kimse ona “Sen bu müftülük icazetini kimden, şeyhülislamlık payesini nerden aldın?” diye sormuyor.

Mehmed Şevket Eygi son derece cin fikirli bir adamdır. Daima her şeyin iyi tarafını, külfetsizce sahiplenmeye çalışır. Kötü tarafını başkalarına bırakırken de bedelini ödetmeyi ihmal etmez.

O kendisini örnek alınması gereken müstesna bir Müslüman olarak her şekilde lanse etse de gerçeğin ne olduğunu içlerin dışa çevrildiği mahşer gününde ancak herkes görecektir.

Peki, şu dünyada bunun bir ölçüsü yok mu?

Hiç şüphesiz ki var.

Efendimiz Aleyhissalât-ü Vesselam mealen şöyle buyurmaktadır: Allah her Hicri asrın başında bir müceddit gönderir. Bir kişinin Allah katındaki değerini sadece ona olan yakınlığı belirler.

25 Ara 2010 - 12:45 - Gündem



göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak El-Aziz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan El-Aziz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler El-Aziz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı El-Aziz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

07

ölnkdrmilligörüşçü - selamun aleyküm..el azizi ilgi ile takip ediyorum..mutlaka insan hatasız olmaz.lakin ülkemizdeki ve dünyadaki gelişen olayları milli görüş perspektifinden gayet güzel analiz ediyorlar..eygi konusuna gelince aynen benimde hep dikkatimi çekmiştir,milli görüş lehine ve erbakan hocamız ile ilgili net anlaşılır bir şekilde hiç bir makalesine rastlamadım..ancak şunu iyi biliyorum,erbakan hocamızın söylemlerini can kulağıyla dinleyip,çıplak gözle net bir şekilde görenler,bugünkü olayları hakkıyla tahlil edebiliyor vesselam...el aziz yolunuz aydınlık olsun selametle..

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 25 Aralık 12:45
06

EDİTÖR - Mehmed Şevket Eygi yıllardır Millî Gazete'de yazıyor. Erbakan ve Millî Görüş onca sıkıntıya, musibete, haksızlığa ve zulme uğradı. Başına gelmeyen kalmadı. Mazlumun dini, ırkı, memleketi gözetilmez; kim olursa olsun hakkı savunulur. Bugüne kadar Mehmed Şevket Eygi'nin köşesinde Erbakan ve Millî Görüş sözcüklerini gören var mı? Adamın biri kendine bir bağ hediye edene bir salkım üzüm vermemiş. Mehmed Şevket Eygi de kendine yarım sayfalık bir köşe armağan eden Erbakan ve Millî Görüş'ün adına bir kez dahi bunca yıldır yer vermemiş. Bu katı ambargoyu ABD bile Müslüman'a uygulamaz. Siz daha neyin ispatını istiyorsunuz Allah aşkına? Görmek istemeyene bir şey gösterilemez, bir şey duymak istemeyene bir şey duyurulamaz. Siz aptallık mı, yoksa hinlik mi ediyorsunuz?Bilmek mümkün değil.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 25 Aralık 12:45
05

JeetKuneDo - Fazlurrahmancılık farklı bir grup. Siz ise Eygi'nin milli görüşü kast ettiğini söylüyorsunuz. Dayanağınız sizin söylemlerinizden öteye geçmiyor. Kaldı ki Eygi, zamanın ulul emrine biat edin diyor. "Kim olduğunu bilmiyorsanız ona biat ettim" dememizi bile söylüyor. Şevket Kazan içinde "maskesini düşürdük" diyerek "mete gündoğan'a sabataist-mason" diyerek fitneye neden olmuyor musunuz? Mete Gündoğan'ın stratejij hedef isimli kitapcığında sabataizm ve masonizm hakkında çok çarpıcı bilinmeyen gerçekler sıralanıyor. cevap diye yanıt vermeyin bana, delil gösterin bana. Selam ile...

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 25 Aralık 12:45
04

Mücahid - tarihsellik nedir bir öğrenin ondan sonra adamcağızı tenkit edin. yazınızda saptırma var. Şevket eyginin yazısını internetten bulabilirsiniz. Türkiye’de İslâm’ı Yıkma Müslümanları Parçalama Planları diye aratın bulursunuz.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 25 Aralık 12:45
03

Sırada şevket eygi mi var! - Aynı IP numarasından farklı isimlerle yorum gönderdiğinizden ötürü yorumunuz yayımlanmamıştır.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 25 Aralık 12:45
02

Mustafa Çeçen - Geçen gün köşesinde Türkiye aleyhindeki yabancı planları sıralarken de yine şöyle bir cümle kullandı: “Pakistan’dan kovulmuş Fazlurrahman’ın tarihsellik mezhebi Türkiye’de yayılmalıdır.”Cümlenin tamamı bu. Alt tarafı okumuşsunuz üst tarafı okumamışsınız. Türkiyede Milli Görüş yayılmalıdır ifadesini bir yabancı planı olarak belirtiyor Eygi. Yani Milli Görüşün Türkiyede yayılmasını yabancı planı olarak niteliyor. Milli Görüşü dış kaynaklı göstermeye çalışıyor.Lütfen dikkatli okuyalım. Yazıda çelişki yok.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 25 Aralık 12:45
01

JeetKuneDo - “Pakistan’dan kovulmuş Fazlurrahman’ın tarihsellik mezhebi Türkiye’de yayılmalıdır.” derken Milli görüş'ün yayılmasını kast ediyor anlamı çıkıyor. Bu yazım hatası mıdıdr yoksa bir çelişki midir? sayın editör! Zira yazdığınız çelişki gibi durmaktadır. Açıklama bekliyorum. Hayırlı günler.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 25 Aralık 12:45


Anket Elazığ Belediye Başkanı kim olmalı?
Tüm anketler