Davutoğlu-Bahçeli polemiği

Bütün tepkilere rağmen Mesut Barzani geri adım atmadı, ‘bağımsızlık referandumu’ yaparak halkının nabzını tuttu.

Kuzey Irak bağımsızlık isteyecek de Irak ve İran sessiz mi kalacaktı?

Hayır, iki ülke sessiz kalmadığı gibi yerinde de durmadı.

Bağdat ve Tahran’dan Erbil’e tehditler, yaptırımlar, ambargolar peşi sıra geldi.

Türkiye’den de başta Reis olmak üzere had bildirme sesleri yükseldi.

Reis coştukça coştu, bağırdı, çağırdı.

Hatta bir adım öteye giderek bir gece ansızın Mehmetçiğin Erbil’e girebileceğinden dem vurdu.

Mehmetçik yönünü Erbil’e değil İdlib’e çevirince de Reis’in salvoları havada kaldı.

Sırtını Tahran’a dayayan Bağdat, adeta Reis’ten ilham ve cesaret alarak Kerkük’e göz koydu.

Fırsat bu fırsat diyen Irak Başbakanı İbadi’nin işini kolaylaştıracak, planladığı müdahaleyi meşru gösterecek sebepler -daha doğrusu bahaneler- düşünüldü ve harekete geçildi.

İsrail/ ABD güdümlü küresel sermaye medyası “Kerkük’te PKK’lılar var” yalanını gündeme taşıdı.

Barzani’nin işi yoksa istediği kadar “Öyle bir şey yok, söylenenler tamamen yalan” desin, boşuna çabalar, kimseyi inandıramazdı.

Gerçek Barzani’nin dediği gibi olsa bile ‘PKK Kerkük’e girdi’ algısı oluşturuldu bir kere.

Çok geçmeden Irak ordusu ile Haşdi Şabi denilen Şii milisler birlikte Kerkük’e girdi.

Barzani’ye esip gürleyen, demediğini bırakmayan Sayın Reis, Kerkük’ü PKK bahanesiyle işgal eden İbadi’ye ses çıkarmadı.

Şu dakikaya kadar çıt dediğini duymadım.

İbadi tereyağından kıl çeker gibi Kerkük’ü aldı.

Barzani’nin askeri gücü Peşmergeler tek kurşun sıkmadan Kerkük’ü Şii milislere teslim etti.

Belli ki Kuzey Irak’ta Talabani yanlıları Barzani’ye ihanet etmişti.

Eski Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu günler öncesinden Kerkük’ün başına gelecekleri gördü ve sosyal medya üzerinden uyardı.

Kerkük ateşinin bütün Ortadoğu’yu yakabileceği uyarısında bulunan Davutoğlu, olayın vahametine binaen 10 maddelik bir çözüm süreci önerdi.

Davutoğlu, Kerkük’ün farklı etnik ve mezhebi renkleri/aidiyetleri bünyesinde barındırdığı gerçeğine dikkatleri çekti.

"Irak küçük bir Ortadoğu, Kerkük küçük bir Irak’tır" ilkesinin benimsenmesi, tek taraflı eylem ve emrivakilerden kaçınılması gerektiğini vurguladı…

Eski Başbakan ve hâlâ AK Parti Konya Milletvekili olan Ahmet Davutoğlu sorumluluk duygusuyla hareket ederek ilgili/yetkili kişi ve kesimlere bir ikaz görevi yerine getirdi.

Bunda bir beis olmasa gerek, ama görünen o ki birileri bundan hayli rahatsız oldu.

O birilerinin sözcülüğünü yine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaptı.

'Durdun durdun da şimdi niye ortaya çıktın, devlet işlerine niye karışıyorsun, Kerkük Türkmen yurdu değil mi' anlamında serzenişler Bahçeli’nin ağzından döküldü.

Bahçeli’nin dalkavukları da onun ardı sıra Davutoğlu’na dil uzattılar.

Bu durumda AK Parti kanadından ne yapması beklenirdi?

Elbette Davutoğlu’na arka çıkması!

Ne hazindir ki Mehmet Metiner gibi Reis’in bazı dalkavuklarından ses çıktı ama Davutoğlu’na destek çıkma yönünde değil tabii.

Konuşan Reisçiler her zamanki gibi Bahçeli’ye toz kondurmadı, eleştiri yöneltmediler.

Tersine, yine Davutoğlu’na had bildirme küstahlığına soyundular.

Bahçeli Davutoğlu’nun ‘stratejik derinlik politikalarını’ tiye alan ifadeler de kullandı.

Hâlbuki Davutoğlu’nun ‘Komşularla sıfır sorun’ politikası, bugün AK Parti hükümetince ‘Dostlarımızı artıracağız, düşmanlarımızı azaltacağız’ adıyla sürdürülüyor.

İşin ilginç yanı, Bahçeli hükümete ve Reis’e hiçbir eleştiri yöneltmiyor ama Davutoğlu’na veryansın ediyor.

Hadi, Bahçeli ve çevresini anladık.

Ne de olsa şu meşhur ‘istikşafi koalisyon turları’ ve Tuğrul Türkeş meselesi yüzünden Davutoğlu ile araları limoni.

Lakin AK Partililer, en hafif değerlendirmeyle diyebilirim ki kıymet bilmiyor, Davutoğlu’na vefasızlık ve saygısızlık ediyorlar.

Davutoğlu bu kez gecikmeden hem ‘kendisine susmayı telkin ederek hadsizlik gösteren’

Reisçilere hem de Bahçeli’ye ve şakşakçılarına yine sosyal medyadan 10 maddeyle cevap verdi.

Cevapta; Bahçeli ve MHP’lilerin 17/25 Aralık operasyonlarında ve MİT Tır’ları olayında FETÖ ile aynı dili kullandığını, ayrıca bir süredir AK Parti’nin politikalarını belirleme/yönlendirme arzu ve teşebbüsüyle hareket ettiğini vs yazdı.

Anlaşılan o ki Bahçeli’nin Davutoğlu’nu hedef alıp gündeme getirmesi Reis’i ve Reisçileri rahatsız ediyor, ama bunun sebebi Davutoğlu haksızlığa uğruyor diye değildir.

Bu rahatsızlığın asıl sebebi; Davutoğlu her şeye rağmen hâlâ ülkesi ve milleti için çalışıyor, çözüm önerileri sunuyor, haksızlık ve zulüm karşısında sessiz kalmıyor, muhalefete kafa tutuyor, gündeme getirilerek unutturulmuyor, milletin gönlünde yer ediniyor, liderliğe oynuyor, 2019 cumhurbaşkanlığı seçimleri için Reis’e alternatif olarak gösteriliyor diyedir.

Sayı: 987

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Kerem Efe - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak El-Aziz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan El-Aziz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler El-Aziz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı El-Aziz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

01

mehmet çetin - Kaleminize sağlık keyfle okuduk yazınızı 2019 seçimleri davutoglunu inş görürüz aday olarak

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 24 Ekim 21:04


Anket Elazığ Belediye Başkanı kim olmalı?
Tüm anketler