MEHMET BARLAS, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’I DARBE İLE TEHDİT ETTİ!

Sitemiz yazarlarından Mesud Akgül'ün yazısı...

Mesud AKGÜL

Yandaş medyanın amiral gemisi Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas, 16 Aralık 2017 tarihli yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı darbeyle tehdit etti!

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun istifa sürecini tetikleyen ve kamuoyunda Pelikan bildirisi olarak da bilinen süreci yöneten akıl Mehmet Barlas’tı!

Ancak idare ettiği bu savaşta kendisi cephenin önünde asla görünmedi!

Cepheye oğlu Cemil Barlas ile yakın akrabası Can Peker’i sundu.

Taraf gazetesinden devşirdikleri eski FETÖ hayranı yeni FETÖ karşıtı bazı yazarların yandaş medyada istihdam edilmesini sağlayan Mehmet Barlas, bunlarla birlikte Pelikancı Kemalist ekibi kurdu.

Türk medyasında yılların deneyimine sahip Kripto Yahudi Sabetayist oligarşi mensubu bir ailedir Barlaslar!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın milli derin devlet ile yaptığı işbirliğini torpillemek ve derinden giydiği Milli Görüş gömleğini çıkartmak misyonuyla hareket eden Mehmet Barlas ve ekibi Pelikancı Kemalistler yıllardır bu uğurda büyük bir gayret gösterdiler.

16 Nisan referandumuyla birlikte 2019’ta iktidar için %50+1 barajını aşmanın zorluğu ve ABD’de Rıza Sarraf davasının izleyeceği tehlikeli seyir üst üste gelince Barlas ailesine gün doğdu!

Beştepe Külliyesinde danışman ve sözcü kadrosundaki Kripto Yahudi elemanların da katkılarıyla nihayetinde Mehmet Barlas, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile milli derin devlet arasındaki bağların kopmasını sağladı.

2017 Ocak ayı sonunda önce İsrail’e ardından Türkiye’ye gelen ABD Yahudi lobisinin iki önemli ismiyle görüşen Erdoğan, sonrasında tanınamaz hale geldi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi söylem, eylem ve duruşunda ciddi sapmalar, sarsıntılar yaşandı.

Cumhuriyet tarihinde hiçbir liderin yapmadığını yaptı ve günlerce kameralar önünde kendi teşkilatını, il başkanlarını, Milletvekillerini, belediye başkanlarını metal yorgunu olmakla itham edip defolu ve kendi menfaatini ülkenin menfaatinin önünde görmekle suçladı!

Demokrasi tarihinde ilk defa bir lider her şeyini borçlu olduğu dava ve çalışma arkadaşlarını toptan hedef alıp itibarsızlaştırmak, yıpratmak için sürekli olarak suçlayıp karaladı!

Üstelik medyanın gözü önünde…

Üstelik teşkilatına yönelttiği suçlamaların, eleştirilerin ve serzenişlerin içeriğini boş bırakıp gereğini de yerine getirmeyerek kamuoyunda AKP’nin geleceğine yönelik ciddi endişelerin dillendirilmesine sebep oldu.

En büyük değişim ise eskiden İKİ AYYAŞ diye hitap ettiği Atatürk’ten son günlerde övgülerle bahsedip sahiplenmesi oldu!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ınkine benzer bir yoldan sapma süreci küresel sermaye medyasında da yaşandı.

15 yıldır hemen her konu ve olayda AKP düşmanlığı yapan yerli İsrail medyası son 8 aydır manşetlerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı düşürmedi!

Manşetlerle kavga ede ede bugünlere gelmekle övünen Erdoğan son aylarda adeta manşetlere emanetti!

Ancak İsrail’in Rıza Sarraf davasının seyriyle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği sözlerde samimi olmadığı anlaşılınca taraflar arasında gerginlikler yaşandı.

ABD Başkanı Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etme kararını alınca, Sarraf davasında vaatlerini tutmayan Yahudi lobisine karşı intikam hırsıyla yanıp tutuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan beklediği fırsatı yakaladı ve deyim yerindeyse geçmiş 15 yılda İsrail’e yaptığından daha fazlasını 15 günde yaşattı!

Erdoğan ile İsrail arasında ipler kopunca, iki tarafta gemileri yakınca içimizdeki Yahudilerdeki hareketlenmeleri gözlemledik!

İstanbul’da toplanan İİT Olağanüstü Toplantısında Türkiye, İsrail başta olmak üzere ABD’ye, BM’ye, Batı’ya toptan posta koyunca yanı başımızdaki yerli Yahudiler için artık kılıçları kınından çıkarma zamanı gelmişti.

İlk kıvılcımı, işaret fişeğini Mehmet Barlas çaktı!

İşte sizlere Mehmet Barlasın, 16 Aralık 2017’de, “Eski günlerde olsaydık şimdiye kadar bir darbe daha gelirdi” başlıklı yazısından kısa bir özet!

“Eski günlerden birinde yaşamakta olsaydık şu ana kadar herhalde bir askeri darbe daha gerçekleşmiş olurdu. Türkiye Cumhurbaşkanı'nın hem Amerika'ya hem de İsrail'e rest çekmesinin bedeli böyle ödenirdi. Darbe sonrasında da vesayetçi kurumların temsilcilerinden oluşan bir hükümet kurulur ve anayasa lağvedilirdi. Bu darbenin resmi gerekçesi de "Atatürk ilkelerine bağlılık" olarak açıklanırdı.

Ancak oyun sahnelenemese bile, yapımcılar ve yönetmenler, çalışmalarını sürdürmekteler. Çünkü dünya mahallesinin kabadayıların olan Amerika'nın ve İsrail'in, Türkiye gibi önemli bir Ortadoğu ülkesinin kendi başına kararlar almasını ve ittifaklar kurmasını kabul etmeleri mümkün değil.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlılığı sayesinde bugünlerdeki oyun girişimlerini etkisizleştirmeyi başardı. Kudüs konusundaki kararlılığımız bile başlı başına bir büyük olaydı... Ama bilelim ki oyunlar bitmiyor. ABD ve İsrail'e çok açık biçimde karşı olmak, onlar tarafından kabul edilmesi imkânsız durumdur. Ortadoğu'da Mısır gibi, Suudi Arabistan gibi ve Körfez ülkeleri gibi müttefikleri de, böyle başkaldırıları kabul etmezler.

Özetle sürekli uyanık olmamız gerekiyor. Eşkıyanın gece ne yapacağı belli olmaz...”

Mehmet Barlas, gayet anlaşılır bir dille İsrail ve ABD ile arayı açıp savaş ilan ettiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı darbeyle hatta derinden ölümle tehdit ediyor bu yazısında.

Yazıda belirtilen, “Eski günlerden birinde yaşamakta olsaydık şu ana kadar herhalde bir askeri darbe daha gerçekleşmiş olurdu. Türkiye Cumhurbaşkanı'nın hem Amerika'ya hem de İsrail'e rest çekmesinin bedeli böyle ödenirdi” cümlesiyle, “ İsrail ve ABD’ye rest çektin ya bedelini ödeyeceksin” diyerek Erdoğan’ı darbeyle tehdit ediyor küstah Yahudi Barlas!

“Ancak oyun sahnelenemese bile, yapımcılar ve yönetmenler, çalışmalarını sürdürmekteler” diyen Barlas, Erdoğan’a diyor ki; “ 15 Temmuz’un arkasındaki küresel güç yeni bir darbe için düğmeye bastı!”

“Özetle sürekli uyanık olmamız gerekiyor. Eşkıyanın gece ne yapacağı belli olmaz...” cümlesiyle açıkça , “Geceleri artık sana rahat uyku yok. Eşkıya ilan ettiğin İsrail ve ABD bir gece ansızın senin için gelebilir ” mesajını Erdoğan’a iletiyor Barlas!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yandaş medyanın lideri Sabah gazetesindeki köşesinde tehdit etme cesaretini gösteren Mehmet Barlas, hiç şüphesiz bu dirayeti İsrail davasına olan adanmışlık ruhuyla yapmaktadır.

Şimdi asıl sorun şudur!

İsrail’e olan bağlılığının göstergesi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı darbeyle tehdit etme cüretini gösteren Mehmet Barlas’a karşı AKP Meclis Grubu, Bakanlar Kurulu üyeleri, yandaş medya ve Ak troller nasıl bir tepki verecekler?

Mehmet Barlas’ın İsrail adına göze aldığı riski AKP ve Erdoğan yanlıları bakalım Türkiye adına göze alabilecekler mi?

Mehmet Barlas’ın Yahudi davası adına sergilediği dirayeti acaba AKP ve Erdoğan paydaşları İslam adına sergileyebilecekler mi?

15 yıldır her fırsatta kraldan daha fazla kralcı olan Pelikancı yazar kadrosu, Mehmet Barlas’ın bu alçakça sözlerine karşı nasıl bir tavır sergileyecek?

11. Cumhurbaşkanı Gül ile eski Başbakan Davutoğlu’na yandaş medyada yıllardır saldıran, karalama kampanyası düzenleyen yazarlar acaba Erdoğan’ı tehdit eden Mehmet Barlas’a köşelerinden nasıl seslenecekler?

Sosyal medyada Abdullah Gül ile Ahmet Davutoğlu’na karşı her fırsatta yıpratma ve itibarsızlaştırma operasyonlarına imza atan AK trol ordusu, Mehmet Barlas’a karşı ne tür twetler atacaklar hep birlikte izleyip göreceğiz!

Sabah yönetimi Mehmet Barlas’ı kovabilecek mi?

Yoksa Kripto Yahudi kimliği Barlas’a dokunulmazlık sağlamaya yetecek mi?

“AKP Genel Merkezinde, Meclis Grubunda, Bakanlar Kurulunda, yandaş medyada ve Ak troller içerisinde Kripto Yahudiler kimlerdir?” sorusunun cevabını merak ediyor ve bu konuda bilgi sahibi olmak istiyorsanız eğer size bir tavsiyede bulunacağım.

Mehmet Barlas’ın İsrail ve Siyonizm menfaatleri doğrultusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik yaptığı bu kalleş tehditler karşısında kim susuyor ve sessiz kalıyorsa çetelesini tutun!

Mehmet Barlas’ın bu tehditlerine karşı kim açıktan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı savunup Barlas aleyhine bir tutum, söylem ve tavır takınıyorsa onu da unutmayın!

Ben kendi tahminimi açıkça yazmak istiyorum.

Kripto Yahudi Mehmet Barlas’ın bu küstah, alçak ve adi tehditlerine karşı çok az kişi hariç çoğunluğun sessiz kalacağından ve Erdoğan’ı sahipsiz/desteksiz bırakacağından hiçbir şüphem yok!

Zira biz bu gerçekle 28 Şubat post-modern darbesinde yüzleşmiştik!

O süreçte Erbakan’a karşı başlatılan korkunç saldırılara, eylemlere, iftiralara ve kara propagandalara karşı kimse meydana çıkıp Erbakan’a sahip çıkma dirayetini göstermemişti.

Bu sessiz kalanlardan birisi de yenilikçi harekâtın lideri Erdoğan’dı!

Allah intikam alıcıların en hayırlısı olduğunu buyuruyor Kuran-ı Kerimde!

28 Şubat sürecinde Erdoğan, Erbakan’a nasıl muamele ettiyse şimdi aynısıyla imtihan edilip yüzleşmek zorunda!

28 Şubat darbesinde niçin Erbakan yalnız bırakılmıştı?

Çünkü Erbakan’ın çevresi Kripto Yahudilerle doldurulmuştu!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da etrafının Kripto Yahudilerle kuşatıldığından emin olabilirsiniz!

Ancak bu kartlaşmış, çürümüş, kokuşmuş, leş yiyici akbaba Mehmet Barlas’a bir çift sözüm var.

Bahsettiğin ve geliyor diye bağırdığın darbe girişimini İsrail/ABD sırtlan kolonisi gerçekleştirmek için umarım gerekli adımları ve hamleleri yaparlar!

Küresel güç bir darbe girişimine daha tenezzül etsin ki devletin bünyesini bir AIDS mikrobu gibi kuşatmış ve kemiren ne kadar İsrail/ABD beslemesi kuduz köpek varsa milli derin devlet bunları tasfiye etmek için eline bir fırsat daha geçirsin!

Tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi!

Mehmet Barlas’ın sözünü ettiği darbe girişimi olurda milli devlet 1923 hile rejimi ve köle düzenini Erbakan’ın ifade ettiği gibi kökünden, baştan sona yıkmak için haklı bir gerekçeye kavuşur!

Erbakan’ın dediği gibi:

“Korkar mı Ateş-i Nemruttan İbrahim olan…

Hodri meydan… Hodri meydan…”

O.G.

17 Ara 2017 - 11:37 - Gündem



göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak El-Aziz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan El-Aziz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler El-Aziz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı El-Aziz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

01

YUSUF - Hiç şüphe yok ki 28 Şubat Erbakan'ın devlet ile yürüttüğü bir operasyondur. Sonuç devletin yeni bir kadroya yol verişidir. Yine şu anki konjektürde yaşananlar 28 Şubat'ı aratmamaktadır. Erbakan nasıl yanındaki kriptoları yok edip yeni bir kadroya yol açtıysa Erdoğan'da yanındaki kriptoları yok edip yeni bir kadroya yol açacağı kanaatindeyim.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 17 Aralık 11:37


Anket Elazığ Belediye Başkanı kim olmalı?
Tüm anketler