ELAZIĞSPOR 9 DOĞURMAYA DEVAM EDİYOR!

Elazığspor 9 doğurmaya devam ediyor!

Elazığspor üst üste 9. Yenilgisini alarak adeta 9 doğurmaya devam ediyor.

Geçen sezonki birlik-beraberliği, duaları, mucizeleri, inanmışlığı mumla arıyoruz şimdi!.. Fenerbahçe, Sivas, Kasımpaşa, Eskişehir, G. Birliği, Trabzon, K. Erciyes, Gaziantep ve son olarak Bursa.

Bu maçlardan 5’inin iç saha maçı olması da dikkate alınırsa peşpeşe gelen bu yenilgilerin faturası daha da ağırlaşmış oluyor.

Bursa maçı; Sollied sonrası Okan Buruk’la yeni bir maceraya yelken açan Elazığspor’un en kritik virajlarından biriydi.

Yenmemiz halinde kara bulutların dağılacağı ve hayat bulacağımız bir karşılaşmaydı belki.

Ancak, tıpkı Okan Hoca değişikliğinde olduğu gibi hafta içinde gelen iki istifa sonrasında umutla bakılan kan değişikliğinin yine bünyeye bir faydası olmadığı görüldü.

Özellikle yapılan yanlış transferlerden sorumlu tutulup hedef gösterilen Genel Menajer ve Sportif Direktörün istifası kamuoyunda çok olumlu karşılanmış ve bu olumlu havanın Bursa maçında takıma artı olarak yansıması beklenmişti.

Bu olmadı da değil. Taraftar memnun olduğunu gösterdi ve stada gelerek gereken destiğini de verdi.

Takıma gelince; rakibi karşısında daha diri ve daha mücadeleci bir görüntü sergiledi ama yine teknik-taktik hatalar devam edince sonuç hüsran oldu.

Şeytanın bacağını kırmak için hemen her yol denendi fakat gelmeyen bir galibiyet Elazığspor kadar malesef kamuoyunun da git-gide dip yapmasına neden oluyor.

Şimdi, "kalan maçlardan kaç puan çıkaracağız ki, ikinci yarıda kümede kalma ümidimiz olsun” sorusu sadece yönetici ve teknik heyeti değil, Elazığspor’u seven ve bu kulübe gönül bağı ile bağlı olanları fazlasıyla tedirgin eden bir soru olmuş durumda...

Geçen sezon eline kağıt kelem alan ve puan hesapları yaparak hem futbolcularına hem de kamuoyuna ümit veren, motivasyon sağlayan Yılmaz Hoca gibi birisi de yok artık bu kulüpte.

Sezon başından itibaren ortaya konan yanlış hesap ve işlerin ardından teknik heyet değişikliği ve gelen istifalar da Elazığspor’a kısa vadede hiç bir şey katacak gibi görünmüyor.

Üstüne üstlük, en azından bir kısım hatalarını kabul edip kamuoyuna karşı bir mahcubiyet sergilemesi beklenen Başkan Selçuk ÖZTÜRK’ün hafta arasında yaptığı çıkış büyük ve önemli bir kesimi cephe haline getirdi, Elazığspor’dan soğuttu ve rencide etti.

Başkan ÖZTÜRK’ün açıklamaları toparlamaktan çok, benden sonra “Ba’del harab ül Basra” anlamındaydı.

Hatalardan ders çıkarmışa benzemeyen Başkan, yine esti gürledi ve camianın önde gelen isimleri başta olmak üzere Elazığspor üzerinde fikir yürütenlere tehditler savurdu.

“Elazığspor’un tarihindeki en başarılı başkanı benim.” diyerek adeta meydan okuyan Sayın Başkan; “Benim yerimde kim olsa 15 günde kaçardı…”, “Takımı Malatya'ya götürürüm!”, “Bir kısım eski futbolcular ve yöneticiler vıcır vıcır kadınlar gibi dedikodu yapıyorlar…” gibi sözler sarfederek bu kulüpte neyi düzeltmeyi amaçlıyor olabilir ki!..

Daha öncelerde de yaptığı gibi hakaret ve tehditle kimden hangi desteği umuyor acaba, gerçekten bu merak konusu bir husus!.. Her ne kadar; Etme Başkan! Yapma Başkan! dense de dinlemiyor, sinirleri bozuksa eğer verip veriştiriyor...

Şurası doğru tabi, meydan boş; Koca Elazığ’da 46 yıllık mazisi olan Elazığspor’un bir camiası yok ve bu boşluktan dolayı sırf parası olduğu için gelen ve sonunda bu kulübün başına bela olan çok yöneticiler olmadı değil!

Fakat var olan potansiyeli kullanmayan ve her fırsatta kendilerine engel olarak gördükleri insanları böyle olur-olmaz şekilde elimine eden yöneticilerden hiç birisinin de hayırla yâd edilmediğinin bilinmesi lazım…

Şirketleşmeye giderken, önerilere kulaklarını kapatıp oldu-bittilerle kulübe yön vermek isteyenlerin şimdi sıkıştıkları yerde tüyü bitmemişlerin hakkını korumakla mükellef olan mercileri sıkıştırıp bir şeyler koparmaya çabalaması rahatsızlık veriyor elbette.

Kimse kendilerini tehdit ve şantajla o koltuklara oturtmadı ki.

Teklifleri kabul ederek, ateşten gömlek giyenlerin yaptığı katkıları da inkâr edecek çok sayıda insan çıkmaz bu memlekette.

Yeter ki insanlar samimiyet görsün ve inansınlar.

Bırakın futbol gibi çok geniş kitleleri ilgilendiren bir sektörü, günümüzde normal bir şirket yönetirken bile ortak akla, ortak sevgi ve saygıya ihtiyaç var.

Yönettiği insanları ve hesap vermesi gereken kitleyi küçümseyerek istediği kalıba sokamaya çalışan hiçbir patronun başarılı olması mümkün değildir.

Futboldan anlayan insanları rencide ederek, taraftarı küstürerek, her şeyi ben bilirim kafasıyla yol alarak nereye kadar gidilecek, tabi bunu bekleyip göreceğiz…

Bu arada; 46 yıldır bir camia olmayı beceremeyen Elazığspor severlerin kulübün bugünkü düştüğü durumdan büyük bir sorumluluğu olduğu bilinmeli ve artık bir yerlerden başlanması gerekmektedir. Önceki gün Elazığspor'lu eski futbolcuların durumdan vazife çıkararak attıkları adımın bu yolda hayırlı olmasını diliyoruz...

**********************

Gelelim Bursaspor maçına;

İlk yarıda 8 haftanın tedirginliğini üzerinden atamayan takımımız 30. Dakikaya kadar oyun üstünlüğünü rakibe kaptırdı.

Bunun nedeni yine bildik eksikler ve hatalardı. Sakat ve cezalı oyuncuların çokluğunun da bunda payı vardı elbette.

16. dakikada gereksiz bir penaltıya sebebiyet vererek gelen golün ardından panik yapan Bordo Beyazlılar ilk yarı boyunda Serdar Gürler’in iki pozisyonu dışında rakibini sıkıştıramadı.

Özellikle ilk yarıda kısa ve uzun paslardaki isabetsizlik çok sayıda top kaybına neden oldu ve bunların bazıları kalemizde büyük tehlikeler yaşattı.

İkinci yarıya tutuk başlamasına rağmen sonradan açılan ve taraftarın müthiş desteğini de arkasına alan Bordo Beyazlılar rakip kaleyi ablukaya aldı ve bu çabasının karşılığını da gördü.

62’de Deniz Yılmaz organize ve güzel bir gole imza atarak skoru eşitlerken, statda ve ekranda maçı izleyenlerin ümitleri bir hayli yükseldi.

Ancak basit gol yeme hastalığını bir türlü tedavi edemeyen takımımız bu golden 9 dakika sonra rakip kaleyi ablukaya aldığı sıralarda Fernando Belluschi'nin müthiş şutu ile gelen gole engel olamadı.

Maç 2-1 olduktan sonra oyundan kopmayan ve beraberlik için bastıran Bordo Beyazlı futbolcuların aşması gereken son oyuncu olan Kaleci Sebastien Frey'i geçememesi, daha doğrusu Fransız Kaleci'nin gününde olması bir anda Cuma'mızı zehir etti.

Netice olarak bu yenilgi ligin son sırasındaki yerimizi biraz daha derinleştirdi.

Bursaspor karşısında sergilenen iyi futbol ileriki haftalar için bir umut olsa da, artık bizim için iyi futbol bir ölçü olmaktan çıkmış bulunuyor. İyi oynayana puan verilmeyen mücadelelerden galip gelmekten başka yol yok!

Çakılı kaldığımız 7 puan şu anda Elazığspor’un önündeki en büyük handikap gibi duruyor!

Bu handikaptan kurtulabilirsek belki bu moralle kalan 4 maçta çıtayı biraz yükseltme ihtimalimiz olur İnşaAllah!

Basit olarak ligde kalma hesapları yapıldığında, ligin ikinci yarısında belki 4-5 maç kaybetme hakkımız olduğu ortaya çıkıyor. Elazığspor bunu nasıl başaracak sorusu ise şimdilik havada.

Yapılması beklenen nokta transferlerle matematiksel olarak her türlü ligde kalma ümidi var elbette. Ancak bizzat Başkan’ın bu transferler için şehrin ileri gelenlerinin yardımını şart koşmuş olması ise var olan ümitleri kırmıyor değil yani…

9. yenilginin üzüntüsüne ve sıkıntısına rağmen bu haftanın güzel olan tek yönü ise Bordo Beyazlı taraftarların yenilgi sonrası takımlarını tribünlere çağırıp alkışlaması oldu.

Bu anlamlı destek futbolcularımızı yüreklendirir ve yeterli motivasyonu sağlar mı bunu önümüzdeki haftalarda göreceğiz.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Spor Editör - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak El-Aziz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan El-Aziz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler El-Aziz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı El-Aziz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

01

güven - Püremanetlerin paralarını peşkeş çekenlerden Elazığspor'a hiç bir fayda gelmez. Kendisinden başkasını takmayan, hata üstüne hata yapıp paraları çarçur eden bir Başkan başka hangi kulüpte var merak ediyorum doğrusu. Allah Elazığspor'un sonunu hayretsin ama gidişat felakete doğru gidiyor.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 30 Kasım 05:43


Anket Elazığ Belediye Başkanı kim olmalı?
Tüm anketler