MHP’DE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK DEVLET BAHÇELİ AYNI YERDE DURUYOR

Kimse AKP karşısında yeniden blok hayali kurmasın Devlet Bahçeli HDP ile hiçbir şekilde bir araya gelmeyiz noktasında sabitkadem durumunu daha tahkim etmiş bulunuyor. Bu, AKP’siz bir hükümet kurulması mümkün değil demektir.

Devlet Bahçeli AKP ile koalisyon konusunda yerine getirilmesi imkânsız şartlarını aynen yineliyor. Geri adım atma, durumu gevşetme niyetinde görünmüyor. AKP ile ortak hükümet kurulmasını Tuğrul Türkeş olayı daha da zorlaştırdı.

AKP ile koalisyon hükümeti kurulması durumunda muhtemelen Tuğrul Türkeş’in Başbakan Yardımcısı olarak Devlet Bahçeli ile aynı konumda birlikte bulunmaları ve çalışmaları söz konusu. Sanırım Devlet Bahçeli bunu düşünmek bile istemez.

Devlet Bahçeli’nin en büyük hayali AKP-CHP hükümeti kurulması ve MHP’ye ana muhalefet partisi olma fırsatı doğmasıdır. Bunu 7 Haziran gecesi seçim sonuçları belli olduktan sonra yaptığı açıklamada gördük. Daha sonraki açıklamalarının da bu yönde olduğu gözlemlendi.

Peki, 1 Kasım’da aynı veya benzeri sonuçlar çıkması halinde AKP-CHP koalisyonu mümkün mü? Bu ihtimal de mümkün gözükmüyor. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu da yine aynı yerde duruyor.

Gerçi 7 Haziran gecesi CHP adına yapılan açıklamada “Biz hırsızlarla asla hükmet kurmayız; AKP iktidarının devamını sağlamayız” denildiği halde iki parti arasında ciddi koalisyon görüşmeleri yapıldığına kamuoyu şahit oldu; ama olumsuz sonuç müzakerelerin ciddiyeti hakkında şüphelere yol açtı.

Sanki her iki parti erken seçim için anlaşmış, birlikte anayasal süreyi doldurmaya yönelik rol kastiler. CHP galiba ana muhalefet konumunu MHP’ye kaptırmamayı düşünüyor. AKP ile hükümet kurmayı, eleştirdiği şeylerin altına imza atmak diye eleştiri konusu yapacaklar diye endişeleniyor. Ne kadar süreceğini kestiremediği bir koalisyon için bu riski göze almak istemiyor.

CHP için 7 Haziran sonrası söz konusu olan bu durumun 1 Kasım sonrasında yine geçerli olacağı ortada. Aynı sonuçlar çıkması halinde değişen bir şey olmayacak. Bu, AKP-CHP koalisyonu için aynı handikabın devam ettiğini gösteren bir tablo.

Zaten Kemal Kılıçdaroğlu’nun AKP’ye ilişkin özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili tutum ve yaklaşımı değişmiş değil. Seçmenine de 1 Kasım sonrası AKP ile hükümet kurabileceğine dair mesajlar vermekten özenle kaçınıyor.

Açıkçası ne CHP, ne MHP, ne HDP 1 Kasım sonrası için AKP ile koalisyon kurmayı imkân dâhilinde gördüklerine dair bir tutum ve yaklaşım içindeler. Bu düşünceyi akıllara getirecek hiçbir sinyal bile vermiyorlar. Bu partiler birlikte koalisyona da razı olmayacaklarına göre 1 Kasım sonrası 7 Haziran sonrasından farklı olamaz.

1 Kasım’da da benzeri sonuçlar çıkması durumunda Başbakan Davutoğlu’nun bu hükümeti yenisi kuruluncaya kadar devam ettirmesi kaçınılmaz olacak. Yenisine imkân olmayacağına göre 45 günlük anayasal süre dolunca tekrar sandığa gitme yine mecburi istikamet gibi görünüyor.

Akıl, bir işin sonunu düşünmektir diye tarif edilir. Mademki mevcut partilerden, seçimde aynı sonuçların çıkması halinde çözüm beklemek mümkün gözükmüyor o halde hükümet kurulamaması sorununu milletin bizzat çözmesi gerekiyor.

Görünen köye kılavuz istenmez. 1 Kasım’da sandıktan tek parti iktidarı çıkmazsa Meclis’te grubu bulunan partilerden bir koalisyon hükümeti çıkmaz. Diğerlerinin de Meclis’e girme ihtimalleri söz konusu değil. Ülke hükümetsiz kalamayacağına göre tek çözüm imkânı milletin kendisinde.

Eğer milletin sağduyusu denilen bir şey var ise; 1 Kasım sonrasında 7 Haziran ile kıyaslanmayacak ağır bir hükümet bunalımı ile yüz yüze gelmemek için tek parti iktidarına imkân verecek bir tercihte bulunması lazım.

Koalisyon hükümeti kurmada mevcut siyasi partilerin göstermediği sağduyunun millet tarafından da gösterilmemesi durumunda dış destekli bölücü terörün her gün askerimizi, polisimizi şehit ettiği, güney sınırlarımızda iç savaşın sürdüğü bu fevkalade olumsuz şartlarda ülkenin bir siyasi kaosa tahammülü olmaz.

Oy verdiği siyasi partilerin gösterdiği sorumsuzluk örneğini umarım, milletimizin de göstermesine şahit olunmaz. Bütün bir millet olarak cinnet geçirdiğimizi tüm dünyaya göstermeyiz.

Yanı başımızda ibret alacağımız, ders çıkaracağımız bir Irak, Suriye örneği varken kabul edilemez bir basiretsizlik göstereceğini doğrusu milletimizden beklemenin haksızlık olduğunu düşünüyorum.

En kötü hükümetin dahi hükümetsizlikten iyi olduğunu görmeden de bilmek zor olmasa gerek. Olağanüstü şartlarda gitmekte bulunduğumuz 1 Kasım Seçiminde ne yazık ki herkesin birinci tercihini kullanabileceği bir durum yok. Bu yüzden de diğer tercihine yönelmesi önemli bir kesim için kaçınılmaz görünüyor.

Tek başına iktidara gelmeye en yakın olan AKP olduğuna göre ikinci tercihin ona yönelmesi ihtimali yüksek. Ayrıca 7 Haziran’da kullandığı oydan pişmanlık duyan bir kesim olduğu ifade edilmektedir. Onların da geri dönmeleri düşünüldüğünde AKP’nin yeniden tek başına iktidar olması ihtimalinden söz edilebilir. Koalisyona iş kalırsa bu partilerden bir hükümet çıkamayacağı, ülkenin kaosa sürükleneceği kehanet değil, içinden geçmekte olduğumuz tünelin görünen ucu.

“Türkiye, yönetimi Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir” diyenlere “Yine başaramadık, gelin siz yönetin” dememek için 1 Kasım’da sandığa yeniden tek başına bir iktidar çıkartmak için gitmeliyiz.

7 Haziran Seçiminde yerel konular, sorunlar öncelik aldı, herkes rahat tercihinde bulundu. Lakin 1 Kasım’da özellikle azgınlaşan terör belası ve Suriye’deki tehlike arz eden gelişmeler karşısında ülkenin güvenliği, bekası fevkalade önem taşıyor. Elazığ da terör tehdidi altında bulunan bir il.

Sayı: 883

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Sururi Seçmen - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak El-Aziz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan El-Aziz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler El-Aziz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı El-Aziz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Elazığ Belediye Başkanı kim olmalı?
Tüm anketler